Miyav

Liderler Neden Etkili Birer Okuyucu Olmak Zorundadırlar?



Şirketimin liderlik ekibine yalnızca bir kez bakmanız dahi sizi şaşkınlığa uğratabilir. Neden mi? Ekibimiz son derece genç insanlardan oluşuyor da ondan(hatta olduklarından da genç görünüyorlar) ve ben genç bir kadroya sahip olmamızın büyümemize yardımcı olduğundan eminim. Bu düşüncem sosyal medya yöneticilerinin 25 yaşın altında olması gerektiğini bildiren makalelerini okumamdan kaynaklanmıyor, ben yalnızca genç bir ekiple çalışmanın çalışanlarımızın entelektüel meraklarını uyandırdığına inanıyorum. Öğrenmek istiyorlar ve günümüzde yeni bilgiler peşinde koşmanın en yaygın yolu başarılı işletme sahipleri, pazarlamacılar ve girişimciler tarafından yazılmış makaleleri ve kitapları okumak.

Bunun yalnızca genç iş adamlarına uygun bir nitelik olduğunu söyleyemeyiz elbette. Hatta okuma yapmanın deneyim sahibi çalışanlar için çok daha önemli olduğu dahi söylenebilir; uzun lafın kısası liderler iyi birer okuyucu olmalıdırlar. Sektörünüz bünyesinde çalışan veya sektör dışı meslektaşlarınızdan bir şeyler kapmak yani okumakla hem bir çalışan hem bir işletme sahibi hem de bir lider olarak-bir başka deyişle üç farklı alanda- gelişim göstermenizi sağlayacaktır.


Okumak Hatırlamak Demektir.



Her yıl belirli kitapları tekrar okumayı alışkanlık haline getiriyorum çünkü bana öğrettikleri iyi şeyleri sürekli hatırlatmaları gerekiyor. Gary Vaynerchuk isimli yazarın “Teşekkür Ekonomisi” kitabını üçüncü kez okuduktan sonra müşterilerimizin her birine bir teşekkür notu yazmak üzere bir ekip çalışması yapma konusunda ilham aldım. İster size bu tarz kavramları hatırlatacak makaleleri, ister aynı kitabı, isterseniz de zaman yönetimi veya işletmelere yönelik çeşitli içerikleri okuyun fark etmez; okumak son derece önemlidir, çünkü sizlere gerçek anlamda önem arz eden pek çok kavramı hatırlatır.


Okumak Meydan Okumaktır.



Geçtiğimiz günlerde son derece saygı duyduğum bir kadın meslektaşım yakın zamanda bana bir kitap tavsiye etti ve “Burada yazanların neredeyse %80’ine katılmıyorum ama siz de mutlaka okumalısınız.” dedi. Onu zorlayan ve görüşlerine neredeyse tamamıyla aykırı olan bu kitabı sırf bu %20’lik bilgiyi edinmem için benimle paylaşması fikrine bayıldım. Aynı düşünceleri paylaşmadığınız bir şeyi okumanız hem yaratıcılığınız hem de mantıklı düşünme yeteneğiniz üzerinde kayda değer bir etkiye sahip olabilir. Unutmayın, okumak aynı zamanda meydan okumayı gerektirir.


Okumak Başkalarıyla Etkileşimde Olma Fırsatı Sunar.



Sayısız sohbette okuduğum makalelere ve kitaplara başvurdum, onlardan alıntılar yaptım; zekice ya da havalı görünmek için (okuduğum bazı şeyler tam tersi bir kanı da yaratabilirdi) değil, konuştuğum kişilerle etkileşimde olabilmek için. Nasıl mı? İşte okuduğunuz şeyden en iyi şekilde yararlanmanızı sağlayacak yöntemler:



1.Not alın ve aldığınız notları ekibinizle de paylaşın.



Şirketimizdeki yatırımcılardan biri bana günde ortalama beş makale gönderir ve bunları her zaman “Okunacak” yazan bir klasörde tutarım. Günün sonunda 10 dakikalık bir fırsat bulur okuduklarımı onunla tartışacağımı bilerek birkaç tanesini bitiririm. Fikirlerimizi paylaşmak ve harekete geçmek konusunda birbirimize ilham vermek için harika bir yoldur bu.


2.Ekip içi tartışma ortamları yaratın.



Ekip üyelerimiz arasında bir konuyu nasıl ele alacağımıza ilişkin tartışma ortamları yaratmak için makale konularından yararlanmayı da seviyorum. Çalışanların ayda bir kez öğle yemeği sırasında kendi sektörlerine ilişkin kitaplardaki belirli konuları tartıştıkları kitap kulüplerinin kurulduğu şirketler olduğunu duydum. Bu tarz tartışma ortamları oluşturmak ve fikir paylaşımında bulunmak yazılı içerikleri birer ekip çalışması aracı olarak kullanmanın harika bir yoludur.


3.Sahip olduğunuz bir fikre veya vermek istediğiniz bir karara ilişkin sağlam bir destek sunun.



Vermek istediğiniz herhangi bir kararı doğrulamak için alanınızdaki saygın bir kişiden aldığınız bir makale, kitap veya konuşmayı kullanabilirsiniz. Sadece okuduklarınıza dayanarak karar vermeniz gerektiğini söylemiyorum, ama “X konuda başarı yakaladığını duyunca bu yazarın kitabını okuma gereği duydum. Bu fikri şirketimizde yapacağımız Y tarzında düzenlemelerle bizler de hayata geçirebiliriz.” dediğinizde daha avantajlı bir konum elde edebileceksiniz. Hem “Bu fikrin birilerinin işine yarayıp yaramadığını kim bilebilir ki? Aman boş verin, işe yarayıp yaramadığını ilk gören biz olalım! ” demek aynı etkiyi yaratır mıydı sizce?

“Tamam da tüm bunları hangi ara gerçekleştireceğim?” mi diyorsunuz? Yoksa siz de okumak için vakti olmadığını iddia eden insanlardan biri misiniz? O halde ilk sorum neden kendinize iş edinip bu kısacık yazıyı okuma gereği duyduğunuz olacak. İkincisi lafım da okumak için zaman yaratmanızı talep etmek olacak. Zaman bir şeyler yerine getirilsin diye kendiliğinden ortaya çıkan bir kavram değildir, onu siz yaratırsınız. Hiçbir şey yapamıyorsanız çoklu görevi(multitasking) öğrenin. İşe giderken veya yürürken sesli kitap içeriklerini dinleyin Kitabın tamamını okumak için vaktiniz yoksa kitap üzerine yazılmış çevrim içi kısa makaleleri okuyun. Bir kitabı okumak için can atıyorsanız ancak hiçbir şekilde zaman bulamıyorsanız, bir arkadaşınızla eşleşin ve seçtiğiniz herhangi bir kitabı sırayla okuyun ve fikirlerinizi paylaşın ya da kitaba ait çevrim içi alıntıları bulun.

Bir lider olarak kendinizi, şirketinizi ve sizin için çalışan insanları geliştirmek için bilgi edinme konusunda ciddi anlamda çaba göstermelisiniz. Unutmayın daha azını yapıyor oluşunuz liderlik yapma yeteneğinizi değiştirmez.

Yorum Gönder

0 Yorumlar