Sinemanın Altın Yılı 1999’da İzlediğimiz 20 Yaşına Giren 20 Film
1- Fight Club (IMDB puanı: 8,8)
Fight Club, felsefesi, sinematografisi, müzikleri, oyunculukları ve sürprizleriyle son 20 yılın en iyi filmlerinden birisi. Brad Pitt’in oyunculuğu o kadar iyiydi ki, canlandırdığı Tyler Durden karakterinin yaptığı en uç şeyler bile bize normal geldi. The Game ve Se7en filmlerinden sonra Fight Club’ı yöneten David Fincher yine bizi filmin sonunda şaşırtmayı başarmıştı. Fight Club hakkında yazılacak çok şey, okunacak çok inceleme yazısı var. O nedenle Fight Club, henüz izlemeyenlerin vakit kaybetmeden izlemesi gereken bir film. Biz filmi izleyenlerse ilk kuralı biliyoruz ve Dövüş Kulübü hakkında konuşmuyoruz.
2- Matrix (IMDB puanı: 8,7)
Wachowski kardeşlerin yazıp yönettiği Matrix, gösterime girdiğinde deyim yerindeyse ortalık yıkıldı. İnanılmaz görsel efektleriyle Matrix, bir devrin başlangıcı oldu. Keanu Reeves, Carrie-Anne Moss, Laurence Fishburne, Hugu Weaving gibi isimlerin yer aldığı ilk filmin ardından 2003 yılında Matrix Reloaded ve Matrix Revolutions’ı izledik.
Birbirinden bağımsız dokuz animasyondan oluşan Animatrix’te Matrix dünyasını tamamlayan olaylar yer aldı. Bazı bölümler Matrix filmlerinde yer alan yan karakterlerin hikâyelerini anlatıyordu. Yetmedi Matrix ve felsefesi üzerine yazılan kitaplar piyasaya çıktı. Günlük hayatta uzun deri pardösü giyen insanların ortaya çıkmasını saymıyoruz bile. Matrix, yarattığı evren ve bu evreni oturttuğu felsefi temelle bakış açımızı değiştirmişti. Bu nedenle ilk filmin üzerinden 20 yıl geçmesine rağmen etkileyiciliğini koruyor.
3- ExistenZ (IMDB puanı: 6,8)
David Cronenberg’in yönettiği film, bugünün popüler oyun teknolojisi sanal gerçeklik hakkında yapılan ilk filmlerden biri. Jude Law’ın başrolünde olduğu filmde, oyuncular omuriliğe takılan bioportlarla bir oyuna girerler. Tüm duyuları etkileyen oyun nedeniyle gerçeklik algısı kaybolur. ExistenZ, son sahnesine kadar gerçekliği ve varoluşu sorgulatan bir filmdi.
4- Notting Hill (IMDB puanı: 7,1)
Julia Roberts ve Hugh Grant’ın başrollerinde olduğu film, halen romantik komedi türünün en iyilerinden biri. Notting Hill, Batı Londra’da bulunan bir bölgeydi ve William Thacker’ın kitap dükkanı burada bulunuyordu. Bir gün dükkandan içeri dünyaca ünlü film yıldızı Anna Scott girdi ve bu eğlenceli aşk hikâyesi böylece başlamış oldu.
5- The Thirteenth Floor (IMDB puanı: 7,0)
Tek şanssızlığı Matrix’le aynı yıl gösterime girmiş olması olan The Thirteenth Floor, artırılmış gerçeklik konulu hikayesiyle o yıllarda zihnimizi açmayı başarmıştı. Yarattıkları simülasyonda 1930’lu yılları yaşayan iki ortaktan biri öldürülür. Diğeri ise cinayetin baş şüphelisidir. Cinayetin ipucu ise yarattıkları simülasyonda gizlidir.
6- The Talented Mr. Ripley (IMDB puanı: 7,4)
Yönetmen Anthony Minghella, Yetenekli Bay Ripley’i Patricia Highsmith’in romanından senaryolaştırmıştı. Matt Damon, Gwyneth Paltrow, Jude Law, Cate Blanchett’in oynadığı film, 5 dalda Oscar’a aday gösterildi. Roma ve Venedik’te geçen filmde Matt Damon’un canlandırdığı Ripley’i saplantılı bir adam olarak izledik. Öyle ki öldürdüğü kişinin hayatını yaşamak için onun kimliğini kullanmaya başlıyordu.
7- Star Wars: Episode 1 – Phantom Menace (IMDB puanı: 6,5)
1999 yılında Star Wars efsanesi verdiği 16 yıl aradan sonra Ewan McGregor, Liam Neeson, Natalie Portman ile dönmüştü. Serinin ilk filminde Anakin Skywalker’ın nasıl keşfedildiğini izlemiştik. Ve Master Yoda’nın “Korku, karanlık tarafa giden yoldur. Korku öfkeyi; öfke nefreti, nefretse acıyı doğurur” sözleriyle Küçük Anakin’in hayatını özetleyişine tanık olmuştuk.
8- Dogma (IMDB puanı: 7,3)
Cennetten sürülen melekler Ben Affleck ve Matt Damon, 13. havari rolünde Chris Rock ve Tanrı rolünde bir “rock star” Alanis Morissette… Dogma nev-i şahsına münhasır filmler arasında ilk sıralarda yer alan harika bir komediydi. Filmin en eğlenceli karakterlerinden Silent Bob’un yönetmen Kevin Smith olduğunu ekleyelim.
9- Man on the Moon (IMDB puanı: 7,4)
Usta yönetmen Milos Forman’ın yönettiği filmde sıra dışı komedyen Andy Kaufman’ın kısa ve ilginç hayatını izlemiştik. Jim Carrey’nin performansı o kadar iyi ki, filmi izlediğinizde Carry’ye mi Kaufman’a mı hayran kaldığınızı karıştırabilirsiniz.
10- The Sixth Sense (IMDB puanı: 8,1)
“Sürpriz son” denilince akla gelen ilk film olan Altıncı His’te Bruce Wills ve Haley Joel Osment’ın oyunculukları göz dolduruyordu. M. Night Shyamalan’ın yazıp yönettiği film, bugüne kadar En İyi Film dalında Oscar’a aday olan beş korku filminden biri oldu.
11- The Hurricane (IMDB puanı: 7,6)
60’lı yılların önemli orta sıklet boksörlerinden Rubin “Hurricane” Carter’ın hayat hikâyesinin anlatıldığı filmin başrolünde Danzel Washington vardı. İşlemediği cinayetler yüzünden 22 yıl hapis yatan Hurricane’in hikâyesi hepimizi derinden sarsmıştı. 1988 yılında Hurricane’in masum olduğunun ispatlanması ve tahliye olmasının ardında ise Lesra Martin adlı bir genç vardır. Hurricane’in cezaevindeyken hayatını yazdığı 16. Raund adlı kitabı okuyan Lesra Martin, onun suçsuz olduğuna inanıyor ve bir hukuk mücadelesi başlatıyor. Bu inanılmaz hayat hikâyesini izlerken duygulanmamak mümkün değil.
12- The Boondock Saints (IMDB puanı: 7,8)
Kendine has bir hayran kitlesi olan ve ülkemizde Şehrin Azizleri adıyla gösterime giren film, Snatch’i andıran bir tarza sahip. Filmde İrlanda asıllı ikiz kardeşler, Boston’daki suç örgütlerine karşı savaş açıyor. Şiddet ve mizah dolu The Boondock Saints’in 2009 yılında devam filmi çekildi.
13- Todo Sobre mi Madre / Annem Hakkında Her Şey (IMDB puanı: 7,9)
Pedro Almodovar’ın yönettiği film, 1999’da Cannes’da açılış filmi olarak gösterilmiş ve büyük övgü almıştı. Ayrıca En İyi Yabancı Film Oscarı’nı da alan filmin başrollerinde Penelope Cruz, Cecilia Roth, Marisa Paredes bulunuyor. Yolları kesişen dört kadının hikâyesinin anlatıldığı filmde neredeyse hiç erkek karakter bulunmaması Annem Hakkında Her Şey’i ilginç kılıyor.
14- American Beauty (IMDB puanı: 8,4)
Sam Mendes’in yönettiği film, o sene 8 dalda Oscar’a aday olup, En İyi Yönetmen, En İyi Erkek Oyuncu, En İyi Film, En İyi Özgün Senaryo ve En İyi Sinematografi ödüllerini toplamıştı. Üstelik American Beauty, Sam Mendes’in yönettiği ilk filmdi. “Bir yıla kadar ölmüş olacağım” diye başlayan film, Amerikan toplumuna sert bir eleştiri içeriyordu. Kevin Spacey’nin oyunculuğu ise muhteşemdi.
15- Magnolia (IMDB puanı: 8,0)
Paul Thomas Anderson’ın yönettiği Magnolia bir kesişen hayatlar filmi. Üç saatlik filmin oyuncu kadrosu da Julianne Moore, Tom Cruise, Philip Seymour Hoffman gibi yıldızlarla dolu. Magnolia, altı insanın hayatının tesadüfler sonucu bir noktada buluşması, pişmanlıklar ve kısaca hayat hakkında harika bir film.
16- South Park: Bigger, Longer & Uncut (IMDB puanı: 7,8)
1997 yılında yayımlanmaya başlayan sivri dilli animasyon South Park, ilk kez uzun metraj bir macerayla karşımıza çıkmıştı. Stan, Eric, Kenny ve Kyle’nin ABD ve Kanada arasında savaş çıkarmaya kadar varan maceralarıyla Şeytan’la Saddam’ın ilişkisi hepimizi yıkıp geçmişti.
South Park’ın yaratıcıları Matt Stone ve Trey Parker, Oscar ödül törenine elbise giyip katılmış, kırmızı halıda kameralar karşısına geçtiklerinde ise bir tür uyuşturucu madde olan LSD etkisinde oldukları ortaya çıkmıştı.
17- Being John Malkovich (IMDB puanı: 7,8)
Spike Jonze’un yönettiği film, hiç kuşkusuz şahane performanslarıyla John Malkovich, Catherine Keener, Cameron Diaz ve John Cusack ile hafızalarda. Filmde Brad Pitt, Sean Penn ve Charlie Sheen’i de küçük rollerde görüyoruz. Bir dolabın arkasındaki tünelden geçip John Malkovich’in zihnine girip ünlü bir aktörün hayatını yaşamayı kim istemez?
18- The Cider House Rules (IMDB puanı: 7,4)
Tanrı’nın Eseri Şeytan’ın Parçası adıyla vizyona giren film, John Irving’in romanından sinemaya uyarlandı. Yetimhanede Doktor Larch tarafından yetiştirilen Homer Wells’in hikâyesi hepimizin kalbine dokunmuştu. Michael Caine bu filmdeki Doktor Larch karakteriyle En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Oscarı’nı kucakladı. Film ayrıca En İyi Uyarlama Senaryo Oscarı’nı da aldı.
19- The Insider (IMDB puanı: 7,9)
Russell Crowe ve Al Pacino’nun başrolünde olduğu film yedi dalda Oscar’a aday oldu. Sigara lobisinin ne kadar güçlü ve tehlikeli olabileceğini gösteren ve gerçek olaylara dayanan filmin yönetmeni ise Michael Mann’dı.
20- The Green Mile (IMDB puanı: 8,5)
Stephen King romanından uyarlanan Yeşil Yol, sinema salonlarında toplu ağlama seanslarına neden olmuştu. Dört dalda Oscar’a aday olan filmin başrolünde Tom Hanks ve Michael Clarke Duncan vardı. Filmin yönetmeni ise bir başka kült film olan Esaretin Bedeli’ni yazıp yöneten Frank Darabont’du. İdam mahkumlarına hücrelerinden elektrikli sandalyeye kadar eşlik eden gardiyan Paul Edgecomb ile iki kızın katili olduğu iddiasıyla hapsedilen John Coffey’nin ilişkisi hepimizi etkilemişti.
Yorum Gönder
0 Yorumlar